• Adres:
    Müftü Mah. Meydanbaşı Cad. No:50 Ereğli / Zonguldak
  • Telefon:
    03723000014

Sıkça Sorulanlar

  • COVID-19 nasıl bulaşır?

    COVID-19, hasta kişilerin öksürme, hapşırma veya konuşmayla ortaya saçtığı damlacıkların ortamdaki diğer bireyler tarafından solunması, damlacıkların yapıştığı yüzeylere dokunduktan sonra ellerin ağız, burun veya göze götürülmesiyle bulaşır.

  • COVID-19'un tanısı nasıl konulur?

    Kesin tanı moleküler testlerle konulmaktadır. Bu testler kişiden alınan boğaz ve/veya burun sürüntüsünde virüsün genetik materyalinin aranması prensibine dayanır. Ülkemizde tanı PCR testi ile konulmaktadır. 

  • COVID-19 enfeksiyonunun belirtileri nelerdir?

    Hastalık; yüksek ateş, öksürük, nefes darlığı, baş ağrısı, boğaz ağrısı, burun akıntısı, kas ve eklem ağrısı, halsizlik, koku ve tat alma duyusu kaybı, ishal gibi belirtilerle kendini göstermekle birlikte herhangi bir belirti göstermeyen hastalar da mevcuttur.  

  • COVID-19'un aşısı var mıdır?

    COVID-19 için geliştirilmiş farklı türde aşılar mevcuttur.  COVID-19 aşıları hakkında daha fazla bilgi için: https://covid19asi.saglik.gov.tr web sitesini ziyaret edebilirsiniz

  • Kargo ile gelen paket veya ürünlerden COVID-19 bulaşma riski var mıdır?

    Virüsler cansız ortamlarda kısa süre sonra ölmektedir. Bu nedenle mektup veya kargo paketlerinden COVID-19 bulaşması beklenmemektedir. Dünya Sağlık Örgütü, CDC ve ECDC’nin bu konuda kısıtlaması yoktur. Esas bulaş yolu virüsü taşıyan kişi ile yakın temastır. Kargoyu getiren kişiyle yakın temas edilmemeli, paket alındıktan sonra eller en az 20 saniye boyunca su ve sabunla yıkanmalıdır.

  • GRİP AŞISI

    Grip aşısı bedeli; 65 yaş ve üzerindeki kişiler ile yaşlı bakımevi ve huzurevinde kalan kişilerin bu durumlarını belgelendirmeleri halinde sağlık raporu aranmaksızın yılda bir defaya mahsus olmak üzere karşılanır.

  • PNÖMOKOK AŞISI

    Aşılanma özellikle yaşlı kişiler için önemlidir. Yaşlandıkça bağışıklık sistemi zayıflar ve enfeksiyonlarla savaşmak daha zor olabilir. 65 yaş ve üzerindeki kişilerin pnömokok bakterisinin neden olduğu zatürre, kan iltihabı, menenjit gibi ciddi hastalıklardan korunması amacıyla iki pnömokok aşısı önerilmektedir. Konjuge pnömokok aşısı ücretsiz olarak sağlık kuruluşlarında uygulanmaktadır. Polisakkarit pnömokok aşısı ise Sağlık Uygulama Tebliği kapsamında tanımlanan risk gruplarına, reçete edilmesi halinde bedelleri karşılanmaktadır. Aşılama şemaları sağlıklı olma ya da eş zamanlı riski arttıran bir hastalık bulunma durumuna göre farklılaşmaktadır. Bu aşılarla ilgili bilgi sahibi olmak için aile hekiminize başvurunuz. 

  • ERİŞKİN TİP TETANOZ AŞISI

    Daha önce aşılanma durumu kayıtlı olmayan tüm erişkinlerin 3 doz eişkin tip difteri-tetanoz (Td) aşısı ile aşılanarak primer aşılamalarının tamamlanması gerekmektedir Primer aşı serisi tamamlanan tüm yetişkinlere 10 yılda bir Td aşısı uygulanmalıdır.

  • Aşı-Alüminyum- Alzheimer Hastalığı

    Son yıllarda artan sıklıkta görülmeye başlanan Alzheimer hastalığı alüminyum ile ilişkilendirilmeye çalışılmıştır. Alüminyum, doğal olarak volkanik aktivite ve yeryüzündeki kayaların parçalanması yoluyla çevreye salınan ve her yerde bulunan bir elementtir. Genel popülasyonun alüminyuma maruz kalması hava, su, gıda, antiasitler ve tamponlu analjezikler yoluyla oluşur. Hatta anne sütü litre başına yaklaşık 40 μg alüminyum içerir ve bebek formülleri litre başına yaklaşık 225 μg alüminyum içerir. Dünya sağlık örgütü verilerine göre, suda çözünmüş alüminyum düzeyleri 0,001 ile 0,5 mg/litre arasında değişmekte, suyun asiditesi ve organik madde içeriği arttıkça bu düzey 0,5-1 mg/litreye çıkabilmektedir. Soluduğumuz havada ise atmosferik alüminyum konsantrasyonlarında zamansal ve mekansal farklılıklar vardır. Havadaki alüminyum seviyeleri, Antartika'da 0.0005 μg/m3 iken sanayileşmiş alanlarda 1 μg/m3’e kadar artmıştır. Alüminyum bileşikleri ilave edilen aşılarda, aşının türü ve üreticisine göre değişmekle beraber, toplam 0,5 miligram alüminyum bulunabilmektedir.Bazı aşılar, bağışıklık sistemini daha kuvvetli uyarmak için yardımcı madde olarak bebek mamalarında bulunana benzer miktarda alüminyum (sıklıkla alüminyum hidroksit veya alüminyum fosfat) ihtiva eder. Bu aşılar ancak birkaç kez yapıldığı için; aşılarla alınan aluminyum miktarı su, gıda ve ilaçlarla alınandan yüzlerce kez düşüktür. Alüminyumun vücuttaki yarı ömrü yaklaşık 24 saattir. Dolayısıyla bebeklerin gıdalar ile aldıkları alüminyum miktarı bile Zehirli Madde Hastalıkları Kayıt Kurumu (Agency for Toxic Substances Disease Registry) tarafından belirlenen kılavuzdan daha çok azdır. Aşılardaki alüminyum adjuvanlarının güvenliğinin analizleri çok sayıda araştırma ile test edilmiştir. Alüminyum adjuvanı içeren aşıların herhangi bir sağlık riski oluşturmadığı açık bir şekilde ortaya konulmuştur. Yani, aşılarda bulunan alüminyumun Alzheimer veya bir başka hastalığa yol açması söz konusu değildir.  BİLGİ KAYNAĞI İÇİN TIKLAYINIZ.

  • Aşılar İle Otizm Arasında İlişki Var Mıdır?

    Otizm tek bir hastalık olmayıp, otizm spektrum bozukluğu (OSB) adı ile tanımlanan, erken çocukluk çağında belirti veren, beyin gelişimi ile ilgili bir bozukluktur. Sosyal-iletişimsel alanda yetersizlikler, sınırlı, tekrarlayıcı davranışlar ve ilgilenmeler ile seyretmektedir. Bu tanım otistik bozukluk/çocukluk otizmi, yaygın gelişimsel bozukluk, çocukluğun dezintegratif bozukluğu ve Asperger Sendromu’nu kapsamaktadır. Amerika Birleşik Devletleri CDC (Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi)’nin son verilerine göre sıklığı 1000 de 14.6 oranında olup, erkeklerde kızlardan 4.5 kat daha sık görülmektedir.2005 yılında yapılan bir çalışmada sıklığı 10.000 de 30-60 olarak saptanmış olup, 40 yıl önceki verilere göre (10.000 de 4-5) belirgin artış görülmüştür. Bu artış büyük oranda tanı kriterlerindeki değişiklikler, tanı koymada kullanılan farklı yöntemler ve aileler ile sağlık çalışanlarının artmış farkındalığına bağlıdır. ABD’de yapılan bir çalışmada otizm sıklığında artış saptanan yıllarda, zeka geriliği ve öğrenme güçlüğü tanısı alan hastalarda azalma görülmüş olup, bu durum gerçekte otizm tanısı alması gereken vakaların farklı tanılarla izlendiğini düşündürmektedir.OSB, nedeni henüz tam olarak aydınlatılamamış bir durum olup, çoklu genetik faktörler ve gen-çevresel etmenlerin etkileşimi rol oynamaktadır.  İkiz eşi ve kardeşi OSB tanısı alan, ebeveyn yaşı ileri olan, premature veya düşük doğum ağırlığı ile doğan, OSB dışı herhangi bir genetik, psikiyatrik, nörolojik veya gelişimsel hastalık tanısı alan çocuklarda OSB görülme sıklığı artmaktadır.  Yıllar içinde otizm tanısı alan vaka sayısındaki artış nedeniyle pek çok faktör araştırılmış olup; bunlar arasında özellikle aşılar içerisinde bulunan tiomersal da bulunmaktadır. Ancak yapılan çalışmalarda, bu zamana kadar uygulamadaki herhangi bir aşının otizm yaptığı gösterilememiştir. Tiomersal (thiomersal,thimerosal) ağırlığının yaklaşık % 49’u cıvadan oluşan antibakteriyel etkili bir organik bileşiktir. Yıllarca tüm dünyada özellikle aşılarda bakteri bulaşmasına karşı koruyucu madde olarak kullanılmış olup, aşılar dışında kozmetik malzemeleri, göz damlaları ve antiseptik spreylerde de kullanılmaktadır. Etil cıva ve metil cıvanın vücuttaki yarı ömrü farklı olup, aşılarda bulunan tiyomersal bir etilcıva bileşiğidir ve vücuttaki yarı ömrü ortalama 7 gündür (4-10 gün). Etilcıva vücutta kan-beyin bariyerini geçmez ve dışkı ile vücuttan atılır. Yapılan bir çalışmada tiomersal içeren aşı uygulandıktan sonra bebeklerde kan, idrar ve dışkıda cıva düzeyleri ölçülmüş ve normal aralıkta bulunmuştur. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki, tiomersal içeren ve içermeyen aşı uygulanan çocuklar arasında OSB gelişimi açısından fark yoktur. Ayrıca aşıdan tiomersal çıkarıldıktan sonraki yıllarda otizm görülme sıklığında da artış görülmüştür. Tiomersal otizme yol açsaydı, aşıdan çıkarıldıktan sonra otizm gelişme oranında düşüş olması beklenirdi. Dünya Sağlık Örgütü aşıların içindeki tiomersal bileşiğinin yenidoğan, çocuk veya yetişkinler için toksik olmadığını bildirmektedir. Yine CDC tarafından yapılan çalışmalarda tiomersal içeren aşıların otizme yol açmadığı gösterilmiştir. Aşıların otizmle ilgisi olduğunu savunan kişilerin bir diğer iddiası ise KKK (Kızamık-Kızamıkçık-Kabakulak) aşısının otizme yol açtığıdır. Bu konuyla da ilgili dünyada pekçok araştırılma yapılmış, ancak hiçbirinde aşının doğrudan otizme yol açtığı gösterilememiştir. Dünya Sağlık Örgütünün son bildirisinde KKK aşısının otizmle ilişkisi olmadığı tekrar vurgulanmıştır. DSÖ Aşı Güvenliği Genel Komitesinin (GACVS) yaptığı ayrıntılı araştırmalar ışığında; Avrupa İlaç Ajansı (EMEA) Patentli Tıbbi Ürünler Kurulu (CPMP)’nun Mart 2004’teki çalışmasında da Thiomersal içeren aşılarla yapılan bağışıklama ile özel nörolojik gelişim bozuklukları arasında herhangi bir ilişki olmadığı bildirilmiştir.Amerikan Bağımsız Sivil Ulusal Bilim Akademileri (NAS), İlaç Enstitüsünün (IOM) 2004’teki raporunda da otizm ile kızamık içeren aşılar ya da koruyucu olarak thiomersal içeren aşılar arasında bir bağlantı olmadığı ve tamamen rastlantısal olduğu sonucuna varılmış ve İlaç Enstitüsü (IOM) başkanı Harvey V. Fineberg 7 Ağustos 2005’de NBC televizyonunda yayımlanan mülakatında bir kez daha Thiomersal ile otizm arasında ilişki bulunmadığını beyan etmiştir. Avrupa ülkelerinde ve diğer pek çok ülkede aşılarda koruyucu olarak Thiomersal kullanımı devam etmektedir.Kızamık aşısının da SSPE ve otizmle herhangi bir ilişkisinin bulunmadığı, DSÖ Aşı Güvenliği Küresel Danışma Komitesi (GACVS) tarafından da deklare edilmiştir. Bu konuda Lancette yayınlanan makale kaldırılmış ve yazan kişi  meslekten men edilmiştir.Sonuç olarak, Tüm dünyada yapılan çalışmalarda hiçbir aşının doğrudan otizme yol açtığı gösterilememiştir. Otizm halen nedeni tam olarak aydınlatılamamış bir gelişimsel bozukluktur. BİLGİ KAYNAĞI İÇİN TIKLAYINIZ.

  • Aşı Hakkında Yanlış Bilinen Gerçekler

    YANLIŞ: Bebeklere gereksiz yere çok erken aşı uygulanıyor. Anne sütü onları korur.YANLIŞ: Bir çocuğa, bir kerede birden fazla aşı verilmesi zararlı olabilir ve çocuğun bağışıklık sistemine aşırı yüklenilmiş olur.YANLIŞ: Aşıyla önlenebilir çocukluk hastalıkları yaşamın bir parçasıdır.YANLIŞ: Aşılar güvenli değildir.YANLIŞ: Aşılar faydalı değildir.YANLIŞ: Aşılar otizme neden olur.YANLIŞ: Aşılanan çocuklar aşılanmamış çocuklara kıyasla daha fazla alerjik, otoimmün ve solunum yolu hastalıkları ile karşılaşırlar.YANLIŞ: Aşılar zararlıdır.YANLIŞ: Aşıların içerisinde çocuğuma zararlı olabilecek maddeler var.YANLIŞ: Kızamık aşısı Subakut Sklerozan Panensefalit (SSPE)ye yol açar.YANLIŞ : Ülkemizde aşı ile önlenebilir hastalıklar neredeyse yok edildi, dolayısıyla aşılamayı desteklemeye veya arttırmaya gerek yokYANLIŞ: Aşılar ücretli olarak uygulanmaktadır.DoğrusuÜlkemizde, aşı programımızda yer alan tüm aşılar ücretsiz olarak uygulanmaktadır.Aşı takvimi ve uygulanacak aşılar Sağlık Bakanlığı ile koordineli çalışan Bağışıklama Bilimsel Danışma Kurulu tarafından belirlenmekte ve tavsiyelere uygun olarak Sağlık Bakanlığı tarafından satın alınarak, ilgili testleri tamamlandıktan sonra uygulama istasyonlarına (Aile hekimliği merkezi, hastaneler vb) dağıtılmaktadır. Her bir aşı dozu karekod üzerinden bütün uygulama süreci boyunca takip edilmektedir.Aşılar ücretsiz olarak uygulandıktan sonra sisteme kaydedilmekte ve ayrıca “Aşı kartı” düzenlenerek aileye verilmektedir. BİLGİ KAYNAĞI İÇİN TIKLAYINIZ.

  • Aşılar Guillain-Barrè Sendromu’na Neden Oluyor Mu?

    Guillain-Barré sendromu bireyin kendi bağışıklık sisteminin sinir hücrelerine zarar vermesi sonucu, kas güçsüzlüğü ve felç ile seyreden bir klinik tablodur. Bu hastalık uygun tedavi ile genellikle tamamen iyileşmektedir, ancak bazı kişilerde uzun süre devam eden sinir hasarı oluşabilmektedir.  Guillain-Barré sendromu (GBS) ishal ya da solunum sistemi enfeksiyonunu takiben gelişmektedir. İnfluenza enfeksiyonu ve diğer solunum sistemi enfeksiyonlarında sonra GBS geliştiği bilinmektedir. Aşıların da GBS’ye yol açabileceği aşı karşıtı bazı gruplar tarafından iddia edilmektedir. Aşılar uygulanmaya başlandıktan sonra gözlenen ve yan etki olduğu düşünülen durumların bildirimleri düzenli olarak yapılmaktadır. Bununla birlikte yıllar içinde uygulanan aşı doz sayısı arttıkça, yan etki olarak bildirilen klinik tablonun bu aşı ile ilişkisinin olup olmadığı daha net bir şekilde ortaya konulmaktadır. Guillain-Barré sendromu gelişmiş ülkelerde uzun yıllardır bildirimi zorunlu olarak yapılan bir hastalık olduğundan, bu hastalığa ait kayıtlar düzenli tutulmakta, böylece GBS vakalarında hastalığa neden olan durumlar takip edilebilmektedir. Guillain-Barré sendromu nedenleri arasında aşıların olup olmadığı konusunda, yıllar geçtikçe artan sayıda verilerin değerlendirilmesi ile daha kesin sonuçlara varılabilmektedir.Tetanoz toksoidi içeren aşıları takiben GBS geliştiği iddia edilmiştir, ancak geniş kapsamlı yapılan ve difteri-tetanoz-boğmaca ve tetanoz toksoidi içeren aşılardan sonra GBS gelişmesini araştıran çalışmalarda bu aşıların GBS ile ilişkisi gösterilememiştir.Hepatit A aşısının da GBS’ye neden olduğu iddia edilmiştir, ancak bildirilen vakaların hiçbirinde GBS ile aşı uygulaması arasında direkt bir bağlantı gösterilememiştir.Hepatit B enfeksiyonunu takiben gelişen GBS vakaları olduğu iddia edilmiştir. Önceleri bu vaka bildirimleri nedeniyle hepatit B aşısının çok düşük oranda GBS’ye yol açabileceği ifade edilse de geniş vaka serilerinin incelenmesi sonucunda böyle bir ilişki olmadığı sonucuna varılmıştır.Haemophilus influenzae tip b (Hib) aşısını takiben GBS gelişen vakalar olduğu iddia edilmiştir. Ancak bu vakalarda aşının GBS ile ilişkisi gösterilemediğinden, Hib aşısı ve GBS ilişkisi olduğunu kanıtlayan bir kanıt olmadığı görüşüne varılmış, daha sonra yapılan çok merkezli çalışmalarda da Hib ve GBS arasında bir ilişki olmadığı gösterilmiştir.İnfuenza (grip) aşısı uygulanmaya başladıktan sonra aşıya bağlı Guillain-Barrésendromu  geliştiği ileri sürülmeye başlanmıştır. Bu nedenle önceleri her bir milyon influenza aşı dozunda 1-2 vakada Guillain-Barrésendromu riski olduğu belirtilmiş, ancak aşısız bir bireyin influenza enfeksiyonu geçirmesi halinde ise bu riskin en az dört kat arttığı vurgulanmıştır. Günümüzde elde edilen veriler ışığında yaklaşık 30 yıllık aşı uygulama verilerinin ve GBS vakalarının incelenmesi neticesinde, influenza aşısı ile Guillain-Barrésendromu arasında bir ilişkinin olmadığı, grip hastalığı geçirenlerdeki riskin grip aşısı yaptıranlardan daha yüksek olduğu sonucuna varılmıştır. BİLGİ KAYNAĞI İÇİN TIKLAYINIZ.

  • Aşı Nedir, Nasıl Etki Eder?

    İnsan ve hayvanlarda hastalık yapma yeteneğinde olan virüs, bakteri vb. mikropların hastalık yapma özelliklerinden arındırılarak ya da bazı mikropların salgıladığı toksinlerin etkileri ortadan kaldırılarak geliştirilen biyolojik ürünlere aşı denir. Aşı, insanları hastalıklardan ve hastalıkların neden olduğu sonuçlardan koruyabilmek için sağlam ve risk altındaki kişilere uygulanır. Vücut bu şekli ile kendisine zarar vermeyen mikrop ya da toksinleri tanır ve onlara karşı bir savunma geliştirir. Böylece gerçek mikropla karşılaşıldığında önceden geliştirilmiş savunma sistemi ile savaşır ve kişi hastalığa yakalanmaz. Bu kişi artık o hastalığa karşı bağışıktır. Oluşan bağışıklama genellikle ömür boyu vücutta kalır ve hastalık etkeni ile karşılaşınca onu etkisiz kılmak için savaşır.Bağışıklama, aşıyla önlenebilir hastalıkların ve ölümlerin önlenmesi açısından en önemli toplum sağlığı müdahaleleri arasında yer almaktadır. Aşılanarak bağışık hale gelmiş bireylerin oluşturduğu toplumlarda hastalıklar, salgınlar görülmez. BİLGİ KAYNAĞI İÇİN TIKLAYINIZ.

  • Aşının Yararları

    Bağışıklama İle Elde Edilen BaşarılarBağışıklama hizmetlerinde temel amaç; toplumda, özellikle bebek ve çocuklarda aşı ile önlenebilir hastalıkların ortaya çıkışını engellemek, dolayısıyla bu hastalıklardan kaynaklanan ölümlerin ve sakatlıkların önüne geçmektir. Sağlıkla ilgili kazanımlarının yanı sıra; ekonomik ve sosyal kazanımlar da aşılama programlarının başarısı olarak değerlendirilmelidir.Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından bağışıklama hizmetleri, aşıyla önlenebilir hastalıkların ve buna bağlı ölümlerin önlenmesi açısından en önemli ve en maliyet etkili toplum sağlığı müdahaleleri arasında kabul edilmektedir. Yapılan aşılama çalışmaları sonucunda aşı ile önlenebilir hastalık hızlarında ciddi düşüşler yaşanmıştır. Özellikle 1924 -1944 yılları arasında büyük salgınlar ve ölümlere yol açmış olan çiçek hastalığı aşılama çalışmalarıyla 1977 yılından itibaren tamamen yok edilmiştir. Hastalık etkeni yok edildiğinden çiçek aşısı uygulamalarına da ihtiyaç kalmamış ve 1980 yılında ülkemizde ve tüm dünyada aşılama durdurulmuştur.Yine çok önemli bir çocukluk çağı bulaşıcı hastalığı olan çocuk felci (poliomiyelit) hastalığına karşı dünya genelinde yaygın aşılama çalışmaları yapılmış ve hastalık yok edilme aşamasına getirilmiştir. 1988 yılında dünya genelinde 350.000 olan vaka sayısı 2017 yılında 22 vakaya kadar azaltılmıştır. Ülkemizde son çocuk felci vakası Kasım 1998 yılında görülmüş ve 19 yıldır çocuk felci vakamız bulunmamaktadır. DSÖ tarafından Avrupa Bölgesi Poliodan Arındırılmış Bölge Sertifikası ile belgelendirilmiştir.Ülkemizde kızamık vaka sayıları 2001 yılında 30.509 iken, etkili kızamık aşılaması sonrası 2017 yılında vaka sayımız 84 ile sınırlı kalmıştır. 2010 yılından itibaren SSPE vakalarında belirgin bir azalma görülmektedir. Bu da 2005 yılından itibaren kızamık aşılama oranlarının artması ve bunun sonucunda kızamık vakalarının azalması ile uyumludur. Türkiye’de maternal ve neonatal tetanozun elimine edildiği 24 Nisan 2009 tarihinde DSÖ tarafından duyurulmuştur.2004 yılından bu yana sadece 2011 yılında tek difteri ve ölüm vakamız olup, bu vaka dışında vaka görülmemiştir.2017 yılında 2’si ölümle sonuçlanan toplam 25 tetanoz vakası görülmüş olup, vakaların tamamı aşısızdır.Etkin ve kapsayıcılığı yüksek aşılama çalışmalarımız sayesinde aşı ile önlenebilir hastalıklardan hepatit A-B, boğmaca, invaziv bakteriyel hastalıklardan pnömokok ve Hib’e bağlı gelişen menenjit, sepsis ve bakteriyemi, suçiçeği, kabakulak ve kızamıkçık vaka görülme sıklıkları oldukça azalmıştır. KAYNAK İÇİN TIKLAYINIZ1980-1984 ve 2010-2014 Hastalık Vaka Sayılarının Karşılaştırılması HastalıkAşılama ÖncesiVaka Sayısı*1980-1984Vaka Sayısı*2010-2014Vaka Sayısı*Azalma YüzdesiDifteri1236(1932-1936)1730,2100Boğmaca10761(1963-1967)36194999,5TetanozBildirimi yapılmamıştır.(1963-1967)1101190Çocuk Felci501(1958-1962)1590100Kızamık50144(1965-1969)21224168996,6*5 yıllık ortalama alınmıştır.Aşağıda yer alan tabloda uygulanması önerilen aşıların koruyuculukları özetlenmiştir.Aşıların Koruyuculukları Aşı adıBireysel koruyuculuğuToplumsal koruyuculuğuHepatit BAkut ve kronik hepatit, öldürücü karaciğer yetmezliği, siroz ve karaciğer kanserinden %100 koruyucudur.Toplu yaşam alanlarında (kreş, bakımevi vb) hastalık yayılmasını azaltır.BCGTüberküloz menenjit ve yaygın tüberkülozdan ölümü önler.Bağışıklığı güçlendirerek, <5 yaş ölümlerde azalma sağlar.DifteriÖldürücü difteri hastalığını önler.Difterinin bulaşıcılığı yüksektir. Tek bir vaka ile salgınlara neden olan difteriden korur. BoğmacaBebeklerde öldürücü olan, büyük çocuklarda ve yetişkinlerde uzun süreli öksürüğe neden olan boğmaca hastalığından korur.Boğmacanın bulaşıcılığı yüksektir. Tek bir vaka ile salgınlara neden olan boğmacadan korur.TetanozÖldürücü olan tetanoz hastalığından korur.Gebelere uygulanmasıyla doğumdan sonra yenidoğan bebeğin tetanozunu önler. Çocuk felciSakatlık ve ölüme neden olan çocuk felci hastalığından korur.Tek bir çocuk felci vakası bile salgınlara neden olabilir. Su ve besin kaynaklı salgınları önler.HibMenenjit ve menenjite bağlı sakatlık ve ölümden korur. Orta kulak iltihabı sayısını azaltarak işitme kaybını önler.Hib hastalığı, kapalı toplumlarda salgına neden olarak ölümlere neden olabilir. Toplumda salgınları önler.Pnömokok Pnömoni, sepsis, menenjitten ve bunlara bağlı sakatlık ve ölümden korur. Orta kulak iltihabı sayısını azaltarak işitme kaybını önler.Pnömokok hastalığı, kapalı toplumlarda salgına neden olarak ölümlere neden olabilir. Toplumda salgınları önler.KızamıkKızamığa bağlı ishalden, zatürreden ölümleri önler. Beyin iltihabı ve SSPE’den korur. Kızamık, bulaşıcılığı çok yüksek enfeksiyonlardandır. Toplumda salgınları önler. KızamıkçıkAnne karnındaki bebeklerde sakatlığı önler.Toplumda salgınları önler.KabakulakKabakulağın neden olduğu; beyin ve beyin zarı iltihabını ve testis iltihabına bağlı kısırlığı önler.Toplumda salgınları önler.Hepatit AAkut hepatit ve öldürücü karaciğer yetmezliğinden korur.Su ve besin kaynaklı salgınları önler. SuçiçeğiSuçiçeği hastalığını önler. Ayrıca, anne karnındaki bebeklerde sakatlığı, beyin ve beyin zarı iltihabını, ileri yaşta gelişebilecek zona hastalığını önler.Toplumda salgınları önler.